16 Kasım 2016 Çarşamba

Anlıyoruz anlamıyoruz hiçbirimiz, ölüyoruz.

Ne kadar zaman oldu düşünmeyeli bilmiyorum.Öğrenmek istediğimden de sormuyorum lakin haddimden fazla sustum,artık konuşmalıyım dedi ve ne hissettiğini bilmez halde durdu kadın.



Yol ortasıymış,arabanın kornasıymış umrunda mı?Hayır değil.Bütün seslere kapalı kulakları,gözü görmez.Kendi aramızda dalmış bir hal diyoruz o duruma.Ne kadar da doğru, derinlere dalmış nefes almaya bile üşenir.Yaşamak ne kadarda zor geliyor.Oysa yolumuza dağlar devrilse yeridir amma velakin nasıl oluyorsa bir çakıl taşına takılıp kalıyoruz...Derin düşüncelerinden ani bir sesle koparıldı ve arkadan bir ses "ablaaa çıksana yolun ortasından, ölcen kalcan başımızaaa".Bilmiyordu el işinde çalışan, saatlik ücret ile 4 çocuk geçindiren adam.Konumuzda o değil zaten.Ne diyorduk?Hah!Senin sandığın her el kaybolsa birgün,her düştüğünde yaslandığın o çınar, kalkman için desteğini esirgemeyen bilekler birden yitiverse ve sen büyüsen.Birgün sıcak yatağından çıksan, omuzlarına düşmüş ipek geceliğini düzeltsen,Avrupai ya bu aralar havalar,elinde sıcak kahven ile pencere kenarında hergün yüzlerce insanın geçtiği yola baksan.Aklında deli saçması olmayan sorular.Kendin için dese kulağındaki tını,kendin için bu mücadele.Sen hala kimin için anlamasan.Aynı rutin içinde bu eşsiz akıma kapılsan.
Hayal gibi olsada birgün uyanırsın.Yolun ortasında o da denk düşerse dalıverirsin.Arkandaki korna sesiymiş umrunda mı?Nasıl ve neden anlamıyoruz.Anlıyoruz anlamıyoruz hiçbirimiz. ölüyoruz.

-Çayımdan bir yudum,derin bir nefes... Soğumuş.

Hiç yorum yok: