9 Ocak 2017 Pazartesi

Yurduma Dair

Fikirlerde durmuyor ki yerinde. Birgün sağcıyız birgün solcu, birgün doğu dostumuz bir gün batı. Minik kızın eteği gibi uçuş uçuş ama çiçeksiz.

Çok şey var yurduma dair söylenecek. Çok his var kelimelere gebe. Salıveremiyorum ama Dünya'ya. Sancılar düzenli değil belki. Bu, sahte bir gebelik demek mi? İlla sıralı olarak mı darbe almalıyız, patlamalarda can vermeliyiz? Değilse ne o zaman?  O hisleri kelimelere döküp, şu Anadolu topraklarında bıcır bıcır koşmasına engel olan ne? Kelimelerin bıcır bıcır olmayacak olması mı? Deprem yaratmaz oysa, sel taşkın desen su yok nasıl olacak, savaşda patlak vermeyi versin. Ama içim...Benim içim her şehitte sarsılıp durur. Öyle masa altına geçip yaşam pozisyonu almakla yaşamaz Mehmetler. Durağanlık şehitliktir onlara, çaresizliktir. Her yasa, sanki bir taşkın;  öfke m,i mutluluk mu, şaşkınlık mı taşıracağını bilmem. Çırpınmak lazım, mücadele etmek lazım. Kendini akışa bırakmak, kararlar içinde amannnlara gelmek değil. Birde bir savaş var. Te kalbimde, te diyorum zira yolu uzun. Herkesin her zaman ulaşamayacağı bir yer. Yolda ölen mi dersin, karar eşiğinde geri dönen mi? Yoksa hiç gitmeyen mi? İşte envari sesler içinde hiç susmayan silah sesleri. Ölen yok. Başka fikirlere kurban olup,sınırları aşmaya çalışırken ölen mültecilerde. Savaşanda kim sanki; ben ile ben! Kim kaybederse kaybetsin, ben kaybedeceğim.
İç dünyalar ne kadar da nahoş. Soba sıcaklığında kestane pişirme derdi yetmedi bize. Alma derdi çıktı, yetmedi zira alamadığımızı farkettik. Sardık, sarsıldık düşüncelerde. Isıtmadı, tokta tutmadı. Algılar, sinapslar, aksiyon potansiyelleri olmasanız ne olurdu ki? Duymasaydık, görmeseydik hadi duyduk gördük. O görüp duyulanları beyne iletecek ne vardı ha! Çalışacağı tuttu keretanın! Ne çok şey mi değişirdi? Sanmam, bir halt değişmezdi. Herkes bugünkü yerinde, kokuşmuş koltuklarda, sıcak yuvalarda, olmayan sokaklarda, terkedilenler yurtlarında, kaderiyle yada bir cinayetle vicdan yoksunlarınca yok edilmiş ruhların bedenleri mezarlarında. Tabi parmağındaki yüzüğü çalmak, yada necrophilia nedeniyle çıkarılmamışlarsa! Umutlu yürekler yüksek sesle ' Ne demek olmaz, bir kişi değişir herkes değişir ' diyebilir. Ama Dünya yeniden var olsaydı, kadına şiddet olmaz mıydı? Cinayet işlenmez miydi? Peki ya tecavüz, haksızlık, hırsızlık, gasp? Biz yoktan geldik, ama bak yinede var. Yok yere gideceğiz yine de var. Yürekler Ortadoğu, zihinler ABD. Öyle duyarsız, umursamaz. En önemlisi bencil. Gerisi yok. Olsa nolcak, yok mu edeceğiz.

Hiç yorum yok: