24 Mart 2018 Cumartesi

Kelebek Etkisi

Öncelikle anlatacaklarım kaba, hoyrat ve çirkin şeyler lakin ben G. B. SHAW'ın da dediği gibi "Kitap gibi değil, bir hanımefendi gibi konuşmak istiyorum."

Söylesenize insan sevmeyi nasıl öğrenir? Gerçi bir dakika öncelikli sorumuz sanırım sevmek öğrenilebilir bir duygu mudur olacaktı yada duygular öğrenilebilir mi? Sanırım sevgiye geçmeden önce güvenden bahsetmemiz gerekir, Platon hesabı bir sorunun doğru olup olmadığını kanıtlamak için önce yanlış olup olmadığını sorgulamayız. Zira olumsuzu görmek ve öğrenmek her zaman bi tık daha hızlı bir süreçtir. O halde, güvendiğiniz bir insanı düşünün ( eğer öyle bir seçeneğiniz yoksa içlerinde en çok güvendiğinizi ele alın) ilk olarak ne zaman ona güvendiğinizi hissettiniz (ilk tanıştığınız insana hemen güvenmemeyi öğrenecek kadar çok tecrübe edindiğinizi varsayıyorum)?
Bu güvenin oluşumunu neler etkilemiş olabilir? İyi ve güzel olan her şey mi ahahah yapmayın şu hayatta iyi dediğimiz nedir ki sanki, çoğunluğun onayladığı her ne varsa. Hadi gelin birlikte hayal edelim. Mesela arkadaşınız ne size çok yakın ne de çok uzak değil mi, o halde doğru bir hayal figürü. Peki bu kişi her probleminizde size yardım ediyor, siz sormadan işlerinizi görüyor,  sizi motive ediyor bi kere, girişimlerinizde sizi destekliyor ve daha bir sürü güzel şeyler yapan o minnoş kalpli insan. Eylemleriyle bir yerde sizin sevginize sahip olmuş insan, sizin güveninize de layık mıdır?Oyy orda duralım daha ezan okunmadan oruç açtık. Ne dedik sanırım sevdiğimiz bir insana güvenmek zorunda değiliz mi dedik yok yok sanki sevdiğimiz bir insana güveniriz de sonradan güvenimiz yitebilir demişizdir. Sizinde kafanız karıştı değil mi. Duralım mı bi' 5 dakika, derin bir nefes, topla bakalım aklını ne diyorduk. Güven ve sevgi, güven ve sevgi. Huuh!  Peki ya bu insanın arkanızdan babanıza sizin mesela İstanbul'da okumayı çok istediğinizi bildiği halde yok yok bu çocuk Ankara'da okusun demiş olması ve sizinde bunu öğrenmeniz. Hooop alevler başınızı aldı mı, öfke hücum etti mi sinapslara, etti ettiii. Peki  gitti mi güven, benimki gitti. Zira arkamdan söylenilen sadece bir lafı öğrendim, kim bilir arkasından daha kaç tespih boncuğu sayılacak. Eğer ki böyle bir durumda, yok kardeşim benim güvenim tam diyorsanız, lütfen okumayı bırakın. Başladığınız için teşekkür ederim. Ve diğer sevgili okurlar biz devam edelim mi?

O zaman güven dediğimiz şey bilinen eylemlerin ve dahi bu eylemler sonucu edindiğimiz düşüncelerin bir sonucudur diyebilir miyiz. Dedim gitti. Nereye bağlayacaktım ki! Hıh evet demek ki duygular belirli düşünceler çerçevesinde oluşurmuş. Parmağım kesilmeden acı hissetmem sonuçta, acı hissetmem için vücudumun bir yerinde sorun olması gerekir, ya reseptörde yada organda ne derseniz. Peki sevmekte bu şekilde düşüncelerimizin içimizde vücut bulmuş hali ise biz dünyaya severek gelmiyoruz sonuçta biz sevmeyi deneyimleyerek, gözlemleyerek öğreniyoruz demektir. Peki ya doğduğundan beri kokusunu ilk farkettiği kişiler yani ailesi tarafından sevilmeyen insanlar. O çöp kutularına atılan, cami önüne bırakılan, iki üç çalılık arasına gizlenen o minik çığırtkanlar. Onlar, doğar doğmaz terkedilen insanlar sevmeyi nasıl öğrenecekler. Evet sonradan sahip oldukları aileler, edindikleri çevreler ve gittikleri terapi seanslarıyla (tabi şanları yaver gider de bilinçli ellerde büyütülürlerse). Peki terkedilmeyenler? Sen, ben, onlar... Biz sevmeyi öğrenebildik mi? Hiç sevilmeyen, yük olarak görülen, tacize uğrayan, şiddet gören, baskılanan  bizler sevmeyi nasıl öğrenebiliriz ki. Topluma yüzümü çevirip baktığımda gülen yüzler görüyorum, sarılan arkadaşlar, sevgililer, hayvanlara gıdı gıdı yapan kişiler fakat haberler... Haberler öyle mide bulandırıcı ve ahlaksızca ki, bu haberler benim gördüğüm toplumun insanları mı diye sormadan edemiyorum.  Sevgisiz büyümüş, içinde o duygu yokluğunun nefretini biriktirmiş insanların başka hayatlara bu kadar haşin bir biçimde nasıl saldırdığını farketseniz eminim aynı yerde kusarsınız. Bir tecavüzcüyü, bir katili, bir eşi, bir patronu, mobingciyi... Sadece biz sevmedik diye gelecekte olabilecekleri, sadece sevilmedik diye yapabileceklerimizi bilsek değişir miydik.

Hiç yorum yok: